• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Değerli üyeler, Dernek üye panelini kullanarak Aidat borçlarınızı, Kredi kartı ve Banka kartlarını kullanarak ödeyebilirsiniz. internet sayfamızın sağ üst köşedeki Yeşil buton ONLİNE ÖDEME linkini kullanarak hesap oluşturduktan sonra giriş yapabilirsiniz. Üye panelinden üyelik bilgilerinizi görüntüleyip yapmış olduğunuz ödemeler takip edebilirsiniz.


GENEL KURUL DUYURUSU 

Derneğimizin seçimli olağan Genel Kurulu 11 Ocak 2026 Pazar günü Bahçelievler Dernek Merkezinde Saat 13:00 da yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı taktirde ,18 Ocak 2026 Pazar günü aynı yer ve aynı saatte tekrar edilecektir. Derneğimizin tüm üyeleri davetlidir.


**DUYURU** 
01/10/2008 tarihli ve 30552 sayili Resm  Gazete'de yayımlanan Dernekler Yonetmeliginin 83. maddesine göre derneklerin üyelerine ait bilgileri DERBIS'e (Dernek Bilgi Sistemi ) kaydetme zorunlulugu getirildi. Bu nedenle 2023-2024-2025 yılına  ait aidatların ödemesi ve sistemdeki kişi listelerinin güncellenmesi gerekmektedir.Üye bilgilerinin iletilmemesi veya yıllık aidatın ödenmemesi durumunda Dernek Tüzüğünün ilgili Maddesi gereği üyelikleri düşmüş olacak.
“ Dernek üye aidat ödemelerini  AKBANK  İSTANBUL ÇAĞLAYAN ŞUBESİ TR980004600352888000054496  nolu  iban numarasına gönderebilirler açıklama kısmına 
Aidatı gönderen kişinin Adı Soyadı TC ve telefon numarasının yazılzması gerekiyor.
Ayrıca üye aidat borcu olmayan üyelerimiz  isterlerse “ bağış veya Öğrenci  burs ödemesi”olarak ödeme gönderebilirler.
Sevgi ve saygılarımızla. Dernek Yönetim kurulu adına
Başkan  Turgut TEKİN


Sayın Üyelerimiz, Yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören üniversite öğrencilerimize burs sağlanmaktadır. Öğrenci burslarına yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ederiz.


Düğün Nikah ve diğer planli etkinlikleri https://www.ilicakoy.com/Etkinlikler sayfasından takip edebilirsiniz.


Rize Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 42,6585   42,7354
EURO 50,0371   50,1272
       
Özlü Sözler
Bir insana yapılacak en büyük kötülük, ona umut verip sonra hiçbir şey olmamış gibi gitmektir. Friends
DEĞİRMENİN DİLİ -28-

……..

 

       Osmanlı imparatorluğunun küllerinin üzerinden yeniden doğan ve 16. Türk devleti olarak tarihte yerini alan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her döneminin kendine özgü olayları ve kendine özgü çalkantıları mevcuttur. Ancak en çalkantılı yılları ise içerisinde 68 kuşağı diye yer alan gençliğin yer almış olduğu dönem olan 1970 ve 1980 yılları dönemidir. Anarşist ve terörist olayların çokça görüldüğü, gençlerin kandırıldığı ve özelliklede, bir şekilde okul talebelerinin olayların içerisine çekilerek zehirlendiği bir dönemdi. Bu dönemi sadece fakirlik, yoksulluk dönemi olarak addetmek kanımca eksik bir tarif olur, buna cahillik dönemi de dememiz gerekiyor.

 

       Çünkü emellerine ulaşmak için, İç ve dış güçlerin el ele vererek ülkemiz üzerinde yapmak istedikleri operasyonlara çanak tutan yediden yetmiş yediye kadar, en kültürlüsünden, en kültürsüzüne kadar birçok insanın içerisinde var olduğu bir dönemdi. Araştırmayan, sorgulamayan, Kim, neden, nereye, nasıl ve niçin sorularına cevap aramadan olayların içerisine, adeta aynalı sazan gibi bodozlama atlayan, kandırılmaya ve kullanılmaya müsait birçok kesim vardı. Bunların içerisine en çok zarar gören ve en çok kullanılan fakır ve yoksul olan Anadolu çocukları olmuştur.  

 

       Bu kesimler arasında ilk önce, asıl kuruluş amaç ve gayesi ülkemizi çağdaş muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak olan Üniversiteler gelmekteydi. Anadolu’nun ücra köşelerinde yetişip, aile ve ülke menfaatine parlak ve müreffeh bir gelecek elde edebilmek için bin bir güçlüklerle yetiştirilip Üniversitelere gönderilen, her yönüyle saf, duru ve ter temiz genç dimağlar töreden ve yöreden uzak olarak ilk defa atılmış oldukları üniversite ortamında marjinal gruplar tarafından bir şekilde kandırılarak kendi emelleri doğrultusunda eğitiliyor ve maalesef kullanılıyordu.

 

       Tron deresine odun, kütük yaparak, inek satarak veya yağ, minci satarak bin bir zorluklarla okul ve cep harçlığını zor bela kazanıp büyük hayallerle Üniversiteye göndermiş olduğu çocuğunu, bir yıl sonra karşısına gören aile adeta hayal kırıklığına uğruyordu. Çalkantılı dönemde, sert esen rüzgâra mukavemet gösteremeyerek, akan sele kapılıp yok olan gençlik başta ailelerini olmak üzere tüm ülkeyi kızgın bir kor gibi yakıyordu. Peygamberlik mertebesinden sonra en ulvi ve en ala bir mertebe olan şehitlik mertebesini dillerine pelesenk ederek Demokrasi şehidi, hak ve özgürlük şehidi gibi kendilerince bir isim bularak, %99’u Müslüman olan bir ülkede dini duyguları sömürüp arka planda kendi ideolojilerine eleman yetiştirmenin gayretinde olan iç ve dış mihrakların oyununa gelen birçok genç maalesef heba olmuştur.      

 

       Çocuğunu, okusun büyük adam olsun diye büyük okullara! gönderen aile, hiç ummadığı, hayal bile edemediği değişik bir manzara ile karşılaşınca, Kemal Sunal’ın “Hello Papa, Oğlun Geldi Almanya’dan” filminde olduğu gibi hayal kırıklığına uğruyordu.

 

       Aynı amaç ve gaye uğruna oğlunu okusun diye İstanbul iline göndermiş olan Bitlisli baba oğluna mektup yazıyor:

 

Üzerine olsun Hakkı Selami

Kara gözlerinden öperem oğul

Almışam elime kâğıt kalemi

Halim, ahvalımızı tökerem oğul

 

Hamdolsun iyiyiz, şu ana kadar

Her senemiz geçen yıldan tey beter

Buralardan sual edersen eğer

Ne var, ne yok tek tek sarayam oğul

 

Yinem bu kış altı metre yağdı kar

Şöpek eldi, her yan oldi tarimar

Hesaplaram, hele yaza üç ay var

Midarem kalmadı dayanam oğul

 

İş güç yok dükkanda, kar edeminem

Satış yapamınem mal alamınem

Öz yağımla bilem kavrulaminem

Korkam ki, aklımı ataram oğul

 

Sarı kızı sattım, verdim odune

Güçüm yetmez, yağa, yarmaya, une

Zehre de zor atar kışın sonuna

Şaşırmışam, nidem, ne çarem oğul

 

Yağmurda hez oldi bağın duvarı

Leyi basti tarladaki mubarı

Bakamadım puta verdim davarı

Kardaşlaran ancak bakaram oğul

 

Burda ne derman var, ne doktor hekim

Söyle fakir! Sen kim? Hasta olmak kim?

Kaderim cenk olmış dönmüyor çarkım

Kimseye naz edip küsemem oğul

 

Deden öldi, kül tepeye köyledük

Nenen; Haydi! Ziyarete bağladuk

Ne gün gördük, ne de raha eyleduk

İşte! İşte en çok ona yanaram oğul

 

Yamalı pantolon, yamalı mıntan

Vaz geçtim bu kış da Palto maltodan

Bu gidişle bi gün çıkıp kaladan

Özümi aşağı ataram oğul

 

Göndermişim seni böyük şehere

Okuyup dönesen, gelesen bire

Emeğimi harcar isen boş yere

Seni ters yaturur keserem oğul

 

Orda çokmuş kötü avrat, sermiye

Düşmieyesen orospıye kahpeye

Rabbim seni belalardan saklıya

Aklın başan devşir behtanem oğul

 

Umudumuz bir Allah’dır, bir de sen

Okuyasen böyük adam olasen

Bizi bu hallardan sen kurtarasan

Sabirlan ayları sayaram oğul

 

Bu dünyaya nice açtım gözümü

Yazan katip kötü yazmış yazımı

Böyle sürse, ya boğaram özümü

Ya, bir gün ficceten giderem oğul

 

Dertliyem, Bitlisin öz halkıyam ben

Bitlisin talihi kaderıyam ben

Bu kötü kaderi bir gün yenersen

Gözlerimi rahat kaparam oğul

Gözlerimi rahat kaparam oğul

                                (ALINTIDIR)

              

        1970 ve 1980 yılları, başta dış güçler olmak üzere iç güçlerin işbirliği ile ülkenin düzenini bozmak ve gelişmesini engellemek amacıyla birçok fırkaya ayrılmış olan veya ayrılmış gibi gözüken ve aslında aynı değirmene su taşıyan grupların ülke içerisinde çıkarmakta oldukları olaylar neticesinde huzurun kaçtığı, ailelerin tedirgin olduğu bir dönemdi.

 

       Ülkemizde en cahilinden en bilgilisine, en fakirinden en zenginine kadar bu oyuna gelen birçok kişilerin bolca bulunduğunu görmek mümkündü. Tüm bu kesimlerden insanların mevcut olduğu o dönemdeki grupların içerisinde en faal grup, Üniversiteliler grubu idi. Olayların en çok cereyan ettiği yer Üniversitelerdi. İP, TİP, SİP, TKP, TKPML,TİKKO, DH, DHKP-C, PKK,İBDA-C gibi çeşitli adlar altında kurulmuş olan bu ve benzeri grupların yapmış oldukları yıkıcı ve huzur bozucu faaliyetler neticesinde başta okullar olmak üzere, çarşı, Pazar hiçbir yer güvenli değildi.

 

       Dini eğitim veren İmam Hatip Liseleri de dâhil olmak üzere, sonradan adı değişip İlahiyat Fakültesi olan Yüksek İslam Enstitülerinde dahi bu grupların sızmış olduğu görülmekteydi. Yol kesme, gasp, silahla yaralama veya ölümle sonuçlanan olayların en çok olduğu yerler büyük şehirler olsa da, olaylar ülkenin tüm geneline yayılmış idi. Türkiye Cumhuriyetinin en küçük ilçelerinden birisi olan İkizdere’ de bu olaylardan payına düşeni almıştı.

 

      İkizdere İmam Hatip Lisesinde bile hocalar çeşitli şekillerde protesto ediliyordu. Dersler boykot ediliyor, zaman zaman kavgalar oluyordu. İmam Hatip Lisesinde meslek dersleri haricindeki diğer derslere, sanki özellikle seçilmiş olarak sol görüşlü öğretmenler atanıyordu. Bu öğretmenlerin en başında Edebiyat öğretmeni Cevdet Özen geliyordu.

 

       Edebiyat öğretmeni olan Cevdet Özen Sakaryalı idi. İkizdere İmam Hatip Lisesine tayin edilip görev yapmış olduğu yıllarda okulda eğitim ve öğretim gören her öğrenci ile mutlaka bir olumsuz anısı vardı.  1983 - 84 Eğitim ve öğretim yıllarında İkizdere İmam Hatip Lisesinden mezun olan Ali Can 1990 yılında Emniyet teşkilatında Polis Memuru olarak göreve başlayıp 1997 yılında şark dönüşü Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü Erenler Polis Karakolunda göreve başladığı zaman üst komşusundan şikâyetle karakola müracaat eden bir vatandaşın, olay yeri görgü tespit tutanağı tanzim etmek üzere ikametgâhlarına vardıklarında, yapılan tanışma konuşmaları neticesinde adeta hayatının şokunu yaşayacaktı.

 

       Karakola şikâyete gelen şahıs Cevdet Özenin kardeşi Necdet Özen idi. Sakarya Devlet Hastanesinde memur olarak çalışıyordu.

 

Necdet Özen; Ali Can’a siz nerelisiniz? Diye Sorduğunda,

 

Ali Can;  Rize İkizdereli olduğunu söyleyince,

 

Necdet bey; benim abimde oralarda öğretmenlik yapmıştı, deyince

 

 Ali Can; Abinizin İsmi ne, diye sorunca

 

Necdet Bey; Cevdet Özen cevabını verir

 

 Alican’ın başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi adeta şok oldur. Durumun farkına varan Necdet Bey; siz abimi tanıyor musunuz? Diye sorar.

 

 Ali Can; beyninde çakan şimşeklerin etkisinden kurtulup, biraz kendisini toparlayarak, hem de çok iyi tanıyorum, o benim Edebiyat öğretmenim, ben onu görmek isterim, o şimdi nerelerdedir diye sorar. Ali Can’ın aldığı cevap ikinci bir şok yaşamasına neden olur.

 

Necdet Bey : O geçen sene Amerika’ya iltica etti.        

 

Ali Can : İkinci şoku da geçiştirdikten sonra Necdet beye durumu anlatmaya başlar. Hah! Şimdi tam yerini bulmuş, onun ve onun gibilerin Türkiye Cumhuriyetinde ne işi var.

 

Ali Can devamla; Ben İkizdere İmam Hatip Lisesi mezunuyum, yedi yıllık eğitim sürecinde sadece, bir yıl iki dersten ikmale kaldım. Birisi Matematikten, biriside Edebiyat dersinden idi. İki hocayı da hiç sevmezdim, onlarda beni hiç sevmezdi. Hele Cevdet Özeni, adam halis muhlis, süzme komünistti, özenle yetiştirilmiş, sanki kasıtlı olarak İmam Hatip’e gönderilmişti. Okulda onu seven bir talebe bulamazsınız. Normalde ders notları 1 ile 10’a kadar rakamla yazılan sayılarla verilirdı. Ama Cevdet Özen Hafif peltek lisanı ile “Oğlum! -1- size fazla, size -0-” diyerek talebelerin çoğunluğuna Edebiyat dersinden “0” verirdi.

 

       Bir gün bir sınıfta yine bir Edebiyat dersinde öğrencilerle girmiş olduğu bir tartışma neticesinde Cevdet Özen hiddetinin dozunu kaçırarak talebelerine; “Hepiniz birer pisliksiniz” diye hakaret etti. Sınıftaki öğrencilerden bu sözü kendisine yediremeyen Mehmet Ali Sözüer isminde bir öğrenci, ayağa fırlayarak “ Hocam sizde bir sineksiniz” sinekler pisliğe konarlar, biz pislik isek, o halde sizde sineksiniz. Bu söz üzerine adeta buz kesen sınıfta Cevdet Özen, diyemeyecek bir laf bulamayınca çareyi sınıftan kaçmakta buldu ve sınıfı terk etti.  

 

       Ülkemin ücra köşelerinde Bin beş yüz nüfuslu bir ilçe olan şirin İkizdere’mde bile sağ sol olayları neticesinde çok canlar yanmış ve yakılmıştır. Kardeş kardeşe, Baba oğula düşman kesilmiş, birçok ocağa “Kor” düşmüştür. 1980 darbe olayına kadar cereyan eden olaylar, 80 darbesi ile bıçak keser gibi kesilmiş, bir sağdan, bir soldan diyerek nice gençler idam edilmiştir.

 

       Dünya kuruldu kurulalı her zaman ve her mekânda “fıravunlar” var olmuş ve var olmaya devam edecektir. Siyonist Yahudilerin kurmuş oldukları emperyalist oyunlar her ülkenin insanına ve özellikle de genç dimağlara sirayet etmiştir. 70 – 80 lı yıllarda “sağ sol”, 90 lı yıllarda “Azzimendi’ciler” daha sonraları “Feto’cüler” diye frekans ve versiyonları değişse de amaç ve gayeleri hiç değişmemiştir. “ Böl, parçala, yönet veya yut.”

 

       Kökleri dışarda olsa da, içteki iş birlikçilerinin destekleri olmadan yaşamaları ve varlıklarını idame ettirmeleri asla mümkün olmayan bu ve benzeri mihrakların ülkemiz üzerine ameliyat yapmamaları, yapamamaları için daha çok Yusuf’lar, Ali Can’lar, Selçuklar ve Mehmet Ali’ler yetiştirilmesi zorunlu bir vazifedir. Bu vazife Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan ve kendisini Türk vatandaşı olarak addeden herkesin görevidir. Bu vazifeye atılmak için, içerisinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asıl kanda mevcuttur” düsturunu şiar edinerek, başta ailesini olmak üzere vatan milletini seven, akıntıya kapılmadan bugün belirli bir seviyeye gelen birçok insanımız mevcuttur. Geçmişten ders alarak, geleceğimize yön vermek için daha bir iştiyakla, daha çok çalışmak her Türk vatandaşının birinci vazifesidir.  

 

……



HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 3


216.73.216.60








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Turgut Tekin
Değerli Köylülerim, bir konuda fikirlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum. Mevsim nedeniyle Düğün ve Nikah merasimlerinde yoğunluk yaşanmaktadır. Günümüz trafik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle uzak bölgelerden Düğün ve Nikah salonlarına ulaşmak zorlaşmıştır. Bu nedenle köylülerimizin evlenecek çiftlere hediyelerini ulaştırabilmeleri için, Davetiye SMS altına evlenecek çiftin IBAN numarasının yazılması ve Düğün davetiyelerinin dağıtılmasında yaşanan zorluk nedeniyle davetiyelerin toplu sms olarak gönderilmesinin yeterli olacağı önerisi hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Hüseyin aksu
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun

Turgut Tekin
Değerli köylülerim öncelikle uzaktan yakından Ilıcaköyü Derneği, köy muhtarlığı ve köyümüzle ilgili konuları yakından takip ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Köyümüzle ilgili faydalı olabilecek görüş ve önerilerinizi web sitemizin ziyaretci yorumları alanında paylaşmanız, daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Sitemizin yayinlamasini istediginiz haber, bilgi. belge ve resimleri bizimle paylasabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz goruslerinizi, musait vakitlerinizde bu mecrada tum koylulerimizin takip edebilmesi için paylasminizi rica ederiz. Saygılarımla


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.

Rize İkizdere Ilıca Köyü Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top