BİLİNÇLİ BİR AİLEDE ÇOCUK YETİŞTİRMEK

 

 

            Merhaba değerli dostlar. Uzun soluklu bir yazı dizisine başlamadan önce birkaç kelam yapmak isterim. Mensubu bulunduğumuz yüce dinimiz İslam; “ilim öğrenmek, beşikten mezara kadar, kadın ve erkek üzerine farzdır” diye buyurmaktadır.  Yanı mecburidir, zorunludur. İlim öğrenmekten muafiyet söz konusu değildir. Mademki insani, insan olarak yaratıldık o halde insanlığımızın gereği olan öğrenmeyi terk etmemiz mümkün değildir.

 

            Bazı konular, donanım ve bilgi açısından beni aşıyor olsa da, kendi çapımda iyi bir okuyucu ve iyi bir dinleyici olarak, okuduklarımı ve dinlediklerimi yetişmiş olduğum ortam kültürünün analiz ve sentezinden geçirerek doğru olduklarından emin olduklarımı siz değerli dostlarla paylaşmak isterim. Kötülerini iade alır, iyilerini istifadelerinize sunarım. Sefer bizden, zafer yüce Mevla’mızdandır. Mevla’m hayırlı tesirlerini, bizim ve tüm dostlarımızın üzerine halk eylesin inşallah. (AMİİİN).

 

            Yazı başlığından da anlaşılacağı üzere konumuz çok çok önemli olan geleceğimiz, umudumuz, varislerimiz, neslimizi idame ettirecek, özümüzü koruyup, kollayıp, sahip çıkacak, vatanımızın bekçisi, namusumuzun nöbetçisi, gözümüzün nuru, yuvalarımızın süruru ve gururu, veliahtlarımız, şehzadelerimiz, geleceğin Anneleri – Babaları, ataları, vatanımızın yılmaz koruyucuları evlatlarımız, yavrularımız, çocuklarımız.

 

            Mevla’m herkesin evladını ailesine bağışlasın. Acılarını göstermesin, ayaklarına taş değdirmesin, tenlerine soğuk rüzgâr değmesin (Annem rahmetli öyle derdi). Sağlıklı, sıhhatli, hayırlı ve huzurlu uzun ömürlü, dinine, diyanetine, vatanına ve milletine bağlı, atasına, anasına – babasına, çevresine, eşyaya, doğaya, canlıya, tabiata saygılı, zihinleri keskin, kararları isabetli, bedenleri sıhhatli ve kuvvetli olsun inşallah. (Bu duaya canı gönülden okuyan herkesin AMİİİN demelerini istirham ederim). Mevla’m dualarımızı kabul eylesin.    

 

            İşte bu met’u senada aciz kaldığımız çocuklarımızı yetiştirirken riayet etmemiz gereken hususları ana başlıklar halinde, gücümüzün yettiği, dilimizin döndüğü nispette arz etmeye çalışacağız inşallah. Toplam elli bir ana başlıktan ibaret olan yazımız siz değerli okurlarımızı sıkmamak açısından bölüm bölüm yayına sunulacaktır. Tabi alıcısına bakılacak, yoğun talep görmesi bizlerin gayretini artıracaktır.

 

            Çocuklarımız için neler yapmalıyız:

 

 

1 -  Duyarlı bir genç bilinçli ailede yetişir.

 

            Öncelikle istediğimiz kıvamda bir toplum oluşturabilmek için Anne-Baba yetiştireceğiz. “Nasıl yanı” dediğinizi duyar gibiyim. İşimiz Çok zor değil ama öyle çok da kolay değil yanı. Bir an için gözlerimizi kapatalım, derin derin bir nefes alalım ve uzun uzun düşünelim.

 

            Yazın bağımızın ve bahçemizin gerekli bakım ve onarımını yapmadan, alel usul tohumlarımızı ekip, güzün iri iri Patatesler, güzel güzel Kabaklar, Fasulyeler, Mısırlar, Marullar, Maydanozlar, Lahana, Pırasa (vs) alamıyoruz dimi. Rize denince hemen aklımıza Çay gelir. Çayı öyle her sene gidip, birinci kesim, ikinci kesim, üçüncü kesim yapıp da yallah Çay alım evine, Çaylar kantara, paralar cüzdana olmuyor. Nasıl oluyor; Bunun bakımı var, kırımı var, yağmuru var, güneşi var, gübresi var. Terleyeceksin, yorulacaksın. Bir çaban bir gayretin olacak. Önce ne yapmamız gerek; Toprağı güzelce bir havalandırmamız gerek. Taşını, otunu temizlememiz gerek. Gübremizi atmamız gerek. Sonra önceden itina ile ayırdığımız tohumumuzu ekmemiz gerek. Daha bitmedi. Çapalamamız gerek, gerekirse sulamamız gerek, gerekirse etrafını güzelce sarmamız gerek. Neden; Çünkü yabanı dan da korumamız gerek.

 

            Bu kadar gayret ve çabamız olmadan bizler bir kilo çay, bir kilo fasulye elde edemiyoruz da hiçbir emeğimiz olmadan, göz aydınlığımız, geleceğimizi ve umudumuzu onlara bağladığımız, geleceğin Anne-Babalarını nereden bulacağız.

 

            Hemen sıkılmayalım. Yazımız uzun soluklu olacak demiştik. Bilinçli bir aile oluşturacağız öyle kolay değil yanı. Geleceğin Fatihlerini, Alparslanlarını, Nene hatunlarını, Ayşe bacılarını yetiştireceğiz. Hz. Ebubekirlerini, Hz. Ömerlerini, Hz. Osmanlarını, Hz. Alilerini yetiştireceğiz.

 

            Yine gözlerimizi kapatalım uzun uzun düşünelim istiyorum. Kâinattaki tüm yaratıklar şöyle tek tek gözümüzün önünden bir geçsin. Bir aslan yavrusunu nasıl yetiştiriyor. Bir kuş yavrusunu nasıl yetiştiriyor. Bir akrep yavrusunu nasıl yetiştiriyor. Bir yılan,  bir çıyan, örnekleri sizler zamanınızın el verdiği ölçüde çoğaltın.

 

            Yanı öyle evlendik, has bel kader çocuklarımız oldu. Çocuklarımız büyüdü, evlenme çağları geldi. Bak bakalım sağa sola uygun bir eş var mı? Evet evet çocuk okuldan buldu, sokaktan buldu, parktan buldu, olmadı internetten buldu. Hadi bakalım söz, nişan, düğün. Yeni bir ev, yeni bir aile, saldım çayıra Mevla kayıra olmuyor tabi.

 

            Elli bir ana başlıktan müteşekkil olarak tasarladığım uzun soluklu bu yazı dizimizde sizleri yormadan, bıktırmadan her başlık üzerinde uzun uzun düşünmenize fırsat vererek, yapacağınız yorumlarınızı da dikkate alarak devam etmek arzusundayım.

 

            Bir sonraki başlığımız  

 

2 – Yerinde söylenen söz etkilidir.

HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 134

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI