Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,6873 | 34,7498 | |
EURO | 36,4390 | 36,5046 | |
O ZAMANLAR YAYLA ( 2 )
Yaylaya gidebilmek bir dert, gidememek ayrı bir dertti. Zorunlu ayrılıklar insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da derin yaralar açmaktaydı. Örneğin Köydeki ziraat işleriyle uğraşmak için köyde kalmak zorunda olan gelinlerin, küçücük çocuklarının yiyecek ihtiyacını karşılamak üzere, sağılan (süt veren) bir inek köyde bırakılırdı. Dışarı çıkartıp bekleyecek kimse olmadığından köydeki inek yaz boyu sürekli ahırda kalırdı. Ahırda yalnız kalan inen ise karnı tok dahi olsa devamlı olarak bağırmakta ve arkadaşlarını aramaktaydı. Hasretlik ateşiyle yanmakta olan bu hayvanlar kendilerine mahsus lisanı halleriyle feryad’u figan ederek Yaylaların bir an önce bitmesini ve arkadaşlarına kavuşmalarını istemekteydiler. Yayla nedeniyle başlayan ayrılık mezrada son bulacaktır.
Yayladaki iş ve işlemlerin durumlarına göre her aile kendi aralarında iş dağılımı yaparak yaylaya gidecek olanlarla köyde kalacak olanlar önceden belirlenmekteydi. Zaman zaman nöbet değişimi olsa da, Yayladaki anne köydeki çocuğunun, köydeki çocuk yayladaki annesinin hasretini çekmekteydi. Dede nine torunlarını, torunlar dedelerini ninelerini özlemekteydi. Ayrılık kısa aralıklarla dahi olsa, her zaman ve her yerde zordur. “Dert çekmeyen ne bilir dert çekenin halinden” misali hasretlik; çekeni yakıp kavuran duygusal bir haldir.
Köyde yapılması gerek iş ve işlemler nedeniyle köyde kalıp, Yayladaki annesini özleyen ve ona maniler yazan bir çocuğun yazmış olduğu manileri aslına uygun olarak burada yazmaya çalışacağım.
Aldum köyden yokuşe
Yavaş yavaş koşayım
Allah, alma canumi
Anama kavuşayım
Koriye çimenlere
Oturdum serinlendim
Anam geldi akluma
Az kaldı delilendim
Buzli suyun yanına
Ben hatırladum sizi
Babam iyi babadır
Anam şeftali kızı
Kurduğun sularından
Su içtum kana kana
Anamdan doyamadım
Ölüm hak oldu bana
Malı kuççayı aştuk
Köyden çok uzaklaştuk
Oy ne nomutlı bana
Analıma yaklaştuk
Peşuğun duzi derler
Ne demektir bilmeyim
Anamun merağını
Yüreğimden silmeyim
Hançerin düzü yeni
Unutamayım seni
Allah’im kurman sana
Annem göreyim seni
Kordıl yolun yarısı
Annem hoca karısı
Unutamayım seni
Yüreğimin yarısı
Okşenin yolu senin
İlerisi hep benim
O kurban analıma
Anam benimdir benim
Fuççana bulduk sıçan
Oy deliklerden kaçan
Anam benden hiç kaçma
Ecceğim seni haççan
Peynir kayalarına
Baktım sağa soluma
Annem geldi akluma
Bir kız aldım koluma
Limyalara oturdum
Sanki girmişim eve
Yiyeceğim Mustafa
Anamı seve seve
Cedaklarıda dondum
Öy ne nomutli bana
Helal eyle hakkını
Annem kavuştum sana
Taşlı yokuş deyiler
Oluklu su yanına
Daha ne olur bana
Gittim ana yanına
Oluklu suya durduk
Yukumuzi indurduk
Sanki geliyor bana
Evden içeri girduk
Foli dedukleri yer
Delik aşağı gider
Kavuştum analıma
Hasret burada bitti.