• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz, Yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören üniversite öğrencilerimize burs sağlanmaktadır. Öğrenci burslarına yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ederiz.


**DUYURU** 
01/10/2008 tarihli ve 30552 sayili Resm  Gazete'de yayımlanan Dernekler Yonetmeliginin 83. maddesine göre derneklerin üyelerine ait bilgileri DERBIS'e (Dernek Bilgi Sistemi ) kaydetme zorunlulugu getirildi. Bu nedenle 2022 yılına  ait aidatların ödemesi ve sistemdeki kişi listelerinin güncellenmesi gerekmektedir.Üye bilgilerinin iletilmemesi veya yıllık aidatın ödenmemesi durumunda Dernek Tüzüğünün ilgili Maddesi gereği üyelikleri düşmüş olacak.
“ Dernek üye aidat ödemelerini  AKBANK  İSTANBUL ÇAĞLAYAN ŞUBESİ TR980004600352888000054496  nolu  iban numarasına gönderebilirler açıklama kısmına 
Aidatı gönderen kişinin Adı Soyadı TC ve telefon numarasının yazılzması gerekiyor.
Ayrıca üye aidat borcu olmayan üyelerimiz  isterlerse “ bağış veya Öğrenci  burs ödemesi”olarak ödeme gönderebilirler.
Sevgi ve saygılarımızla. Dernek Yönetim kurulu adına
Başkan  Turan BALCI


Düğün Nikah ve diğer planli etkinlikleri https://www.ilicakoy.com/Etkinlikler sayfasından takip edebilirsiniz.


Rize Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 41,2090   41,2833
EURO 48,3351   48,4222
       
Özlü Sözler
Bir insana yapılacak en büyük kötülük, ona umut verip sonra hiçbir şey olmamış gibi gitmektir. Friends
DEĞİRMENİN DİLİ -22-

…..

 

       İmam Hatip Lisesi Müdürü olan Abidin Keleş;  kısa boylu, zayıf bir adamdı. Okulda iken, fındık çubuğundan yapılmış olan sopası elinden hiç eksik olmazdı. Çok sert ve disiplinli birisiydi. Abidin Keleş öğrencileri çok sever, ancak disiplinden de hiç taviz vermezdi. Sürekli olarak okulun içerisinde dolaşır, öğrencilerin yanı sıra, derslere girmeyen öğretmenleri de sık sık kontrol ederdi.

 

       Bölge olarak İkizdere mahrumiyet bölgesi olduğundan, İkizdere’deki okullara kolay kolay öğretmen gelmezdi. Gelen öğretmenler ise en kısa zamanda kaçmak için gayret sarf ederdi. Kamu kurumlarında “revaçta” olan torpil, Milli eğitimde “had” safhadaydı. Bu nedenle de dersler çoğu zaman hocasız olarak boş geçerdi. Bazı derslerin boş geçmemesi için branşı olmayan hocalar tarafından doldurulurdu. Matematik hocası Türkçe dersine, Sosyal hocası İngilizce dersine, okulda çoğunlukta olan Meslek dersleri hocaları kendilerince uygun olan diğer her derse girerdi. Boş geçen derslere çoğu zaman Okul Müdürü olan Abidin Keleş girerdi. Kendisi Meslek dersleri hocası olmasına rağmen; Türkçe, İngilizce, Sosyal derslerine bile girerdi. Öğrencilerin zamanlarını boşa geçirmemeleri gerektiğini, bol bol ders çalışmaları gerektiğini söylerdi. Talebelerin yararına uzunca nasihatler ederdi. Okulda yüksek sesle bağırıp çağıran, aşırı derecede gürültü çıkaran veya yaramazlık yapan öğrencilere “HERGELE”ler diye bağırırdı.

 

       Bir dönem Ali Can’ların İngilizce derslerine giren Abidin Keleş, İngilizce kitabinin bir sayfasında resmedilen bir kafes içerisindeki kuş resmi ile bir akvaryum içericindeki balık resminin altında yazılı bulunan    “ A bird can fly, Whe can’t fly” (Bir kuş uçabilir, ama bir balık uçamaz) cümlesini sürekli tekrar ederdi. Çalışkanların yükseklere uçabileceğini ima ederdi. Sık sık “ Allah zenginliği istediğine, ilmi ise isteyene verir” diyerek, eğer siz isterseniz Allah yardımcınız olur, zihin açıklığı verir. Aksı halde bir Baltaya sap olamazsınız derdi. Kazma bile sapının iyi ve kaliteli bir ağaçtan olmasını ister. Rendeden, köstereden geçirilmiş olmasını ister. Aksı halde hem kendine hem de sahibine zarar verir diyerek öğrencileri çalışmaya teşvik ederdi.   

 

       Efendi, dürüst ve başarılı bir talebe olan Ali Can’ı örnek olarak gösterirdi. Ali Can’ın ders çalışma şeklini tahminlere dayanarak tasvir ederken; Şimdi Ali Can Cumartesi Pazar eve gidiyor, yemeğini yiyor, camın önünden lapa lapa yağan kar’ı seyrederken kitabini açıyor ve okumaya başlıyor. Bir yandan annesinin getirdiği fırında pışırılmış vane patateslerini soyuyor, diğer yandan İngilizce kelimeleri ezberliyor derdi. İkmale kalanların hem psikolojik’ men hem de madden sıkıntı yaşadıklarını, ailelerinin de zor durumda kaldıklarını anlatırdı.

 

       Cuma günü öğleden sonra İstiklal Marşı eşliğinde gönlere çekilen Bayrak, Pazartesi yine İstiklal Marşı eşliğinde indirilirdi. Kırk beş dakika ders, on dakika teneffüs olmak üzere, öğleden önce beş, öğleden sonra dört ders yapılırdı. Hem Cuma günkü ve hem de Pazartesi yapılan bayrak törenlerinde Okul Müdürü olan Abidin Keleş Okul içinde veya okul dışında öğrencilerde görmüş olduğu eksiklik ve aksaklıklarla iliği olarak mutlaka bir şeyler anlatırdı. Sigaraya karşı aşırı bir düşmanlığı vardı. Üç - Dört öğretmenle beraber, sık sık sınıflara anı baskınlar vererek, üst araması ve çanta aramaları yapardı. Sigara paketi yakalamış olduğu öğrencileri disipline sev ederdi. Disipline sevk edilen öğrenciler cezasız kalmazdı. Uyarma, Kınama ve okuldan uzaklaştırma cezaları verilirdi. Bir öğrenci Okuldan kaç gün uzaklaştırma cezası almışsa, o günler mazeretsiz devamsızlık günlerine eklenirdi. Koridorlarda dolaşırken elleri arkasında bağlı olur, çubuğu elinden eksik olmazdı. Döveceği öğrenciye önce uzunca bir nutuk çeker akabinde çubuğu ile ellerine vurur ardından, Kaybol “HERGELE” diye bağırır, birde öğrenci giderken arkasından kıçına doğru bir çubuk savururdu.

 

       Abidin KELEŞ birkaç yıl sonra İstanbul ili Kartal İmam Hatip Lisesine tayin yaptırınca yerine Konyalı Ali Şen diye bir Müdür geldi. Ali Şen Yükseköğrenimini yurt dışında; Mısır El-Ezher Üniversitesinde yapmıştı. Kuvvetli bir Arapça ilmine sahipti. Yabancı dili Türkçe derlerdi.

 

       Ali ŞEN ilk İkizdere İmam Hatip Lisesine tayin olunca, İkizdere’nin iki yakasını birbirine bağlayan derenin üzerinde bulunan ahşap köprü yıkılmış, yerine yeni betondan bir köprü yapılıyor idi. Bu nedenle Ali Şen’in ev eşyalarını getiren araç okulların bulunduğu tarafa geçememişti. Kamyon, beriki tarafta bulunan Birkan’ın dükkânının önüne çekerek park etmişti. Eşyalar öğrenciler seferber edilerek Kur’an Kursunun üst kısmında bulunan lojmana taşındı.

 

       Dere üzerinde buluna ahşap köprü iyice eskimiş, deforme olmuştu. Üzerinde bulunan tahtaların bir kısmı kopmuştu. Üzerinden araçlar zorlukla geçiyordu. Hatta bir seferinde Papoğun Murat kamyonetiyle geçerken az kalsın dereye uçuyordu. Murat amca Kapse’den almış olduğu bir buzdolabını tamir için merkeze getirirken köprüye birazda hızlı girmiş olacak ki, köprü üzerinden kopmuş olan tahta aracın tekerine takılarak aracı sağ tarafa doğru savurdu. Araç istop ederek tam köprünün kıyısına durdu. Araçtan aşağı inen Murat amaca aracın halini görünce hem korktu, hem de çok kızdı. Gelen vatandaşların yardımıyla araca saplanmış olan tahta çıkartıldı ve araç karşı tarafa çekildi. Kızgınlığını henüz atamamış olan Murat amaca kalın bıcılmış olan tahtayı kaptığı gibi derenin içerisine savurdu. ANAP ilçe başkanı Hamza Çepni’nin dükkânı hemen köprünün yanında idi. Bu olaydan sonra gerekli girişimleri ile müteahhitliğini de kendisi yaparak yeni beton köprü yapılmış oldu. Murat amcanın kızgınlığı İkizdere’ye bir köprü kazandırmış oldu.

 

      Müdür olarak Ali ŞEN okula gelir gelmez varlığını hissettirerek etrafına bağırıp çağırmaya, diğer öğretmenlere ve görevli personele emirler yağdırmaya başladı. Sürekli şekilde okul içerisinde ve dışarda devriye atıyordu. Özellikle geç gelen öğrencileri titizlikle takıp ediyordu. Abidin Keleş’in gidişiyle sevinç naraları atan,” ooh bee kurtulduk senden” diyenler, Ali Şen gelince Abidin Keleş’e rahmet okumaya başladı.

 

       Yatılı olarak okuyan İkizdereli öğrenciler Cuma gününden köylerine gider, Pazartesi sabah gelirlerdi. Bir Pazartesi günü Köydeki en samimi arkadaşı İbrahim ile birlikte okula gelen Ali Can yollarda biraz fazla oyalanmış olacaklar ki okula geç kaldılar. İkizdere’ye yeni yapılan köprüyü karşıya geçerek, gözüken okula baktıklarında İstiklal Marşı’nın çoktan okunmuş olduğunu ve öğrencilerin sınıflarına girmiş olduklarını gördüler.

 

       Tam okula yaklaşınca Müdürün kapının girişinde çubuk elinde beklediğini görünce, İbrahim Hemen kurnazca bir plan yaparak, Ali Can’a; Hiç çaktırma! Sanki aşağı ki Lisenin öğrencisiymişiz gibi devam edelim. Nasıl olsa Müdür yeni gelmiş, bizi tanıyamaz, Hasta hanenin oradan döner geliriz. Öylede yaparlar İlçe Jandarma Bölük komutanlığını geçerek, hasta hanenin oralarda biraz oylanarak geri dönüp geldiler. Okulun yanına geldiklerinde Müdürün içeri girmiş olduğunu görünce, gönül rahatlığı ile okulun içine dalarak hızlı adımlarla gürültü çıkarmadan sınıflarına doğru giderlerken, külyutmaz Müdür, içeri girmiş ama odasına girmemişti, koridorlarda öğrenci avına çıkmıştı. Ali Can, İbrahim ile birlikte tam ikinci katta bulunan sınıflarına girerken, Müdür gelin bakın buraya, sizi gidi Çakallar sizi. Aklınızca beni kandırabileceğinizi zannettiniz değil mi? Ben sizi tanımadım mı zannettiniz? Açık bakın ellerinizi, her iki ellerine de ikişer tane çubuk indirdi. Ağlaya ağlaya sınıflarına doğru giden Ali Can ve İbrahim “Ulan yemedi bee, nasıl tanıdı bizi yahu” diyerek sınıflarına girdiler.

 

       Ali Şen İkizdere İmam Hatip Lisesinde uzun müddet kalmadı, ancak kalmış olduğu süre içerisinde hem öğrencilere, hem öğretmenlere ve hem de diğer çalışanlara “İLLALLAH” çektirdi. Aşırı disiplinli ve hem de aşırı titizdi. Her şey “ELİF” gibi dosdoğru olacak. Kömürün yığılışı, odunun dizilişi, sobaların yanışı, sınıfların temizliği, hulasa; A’dan Z’ye, her şey onun kontrolünde, onun gözetimi altında olurdu. Çok gezdiği için de her şeyden haberi olurdu. Okulun bahçesinin temizliğinden, tuvaletlerin temizliğine kadar, kırık dökük malzemeden çöpe atılan tebeşire kadar her şeyden haberi olurdu.

 

       Bütün öğrencilerin giyim kuşamından, saç tıraşından tırnaklarına, ayakkabı boyasına kadar, kravatından çantasına kadar her şeye gözü takılır, tespit ettiği eksiklikleri öğrencilerin kendilerine bazen şifai, bazen de dayaklı olarak bildirir, ayrıca bayrak merasimlerinde tüm okula ilanen bildirirdi. Öğrencilere; Anneniz babanız size bu kadar emek veriyor, dişinden tırnağından kısarak sizi buralara gönderiyor. O emeğin hakkını vereceksiniz.  “ Ya okuyacaksınız, ya okuyacaksınız” başka alternatifiniz yok derdi.

 

.....



HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 15


216.73.216.125








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Turgut Tekin
Değerli Köylülerim, bir konuda fikirlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum. Mevsim nedeniyle Düğün ve Nikah merasimlerinde yoğunluk yaşanmaktadır. Günümüz trafik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle uzak bölgelerden Düğün ve Nikah salonlarına ulaşmak zorlaşmıştır. Bu nedenle köylülerimizin evlenecek çiftlere hediyelerini ulaştırabilmeleri için, Davetiye SMS altına evlenecek çiftin IBAN numarasının yazılması ve Düğün davetiyelerinin dağıtılmasında yaşanan zorluk nedeniyle davetiyelerin toplu sms olarak gönderilmesinin yeterli olacağı önerisi hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Hüseyin aksu
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun

Turgut Tekin
Değerli köylülerim öncelikle uzaktan yakından Ilıcaköyü Derneği, köy muhtarlığı ve köyümüzle ilgili konuları yakından takip ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Köyümüzle ilgili faydalı olabilecek görüş ve önerilerinizi web sitemizin ziyaretci yorumları alanında paylaşmanız, daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Sitemizin yayinlamasini istediginiz haber, bilgi. belge ve resimleri bizimle paylasabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz goruslerinizi, musait vakitlerinizde bu mecrada tum koylulerimizin takip edebilmesi için paylasminizi rica ederiz. Saygılarımla


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.

Rize İkizdere Ilıca Köyü Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top