• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz, Yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören üniversite öğrencilerimize burs sağlanmaktadır. Öğrenci burslarına yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ederiz.


**DUYURU** 
01/10/2008 tarihli ve 30552 sayili Resm  Gazete'de yayımlanan Dernekler Yonetmeliginin 83. maddesine göre derneklerin üyelerine ait bilgileri DERBIS'e (Dernek Bilgi Sistemi ) kaydetme zorunlulugu getirildi. Bu nedenle 2022 yılına  ait aidatların ödemesi ve sistemdeki kişi listelerinin güncellenmesi gerekmektedir.Üye bilgilerinin iletilmemesi veya yıllık aidatın ödenmemesi durumunda Dernek Tüzüğünün ilgili Maddesi gereği üyelikleri düşmüş olacak.
“ Dernek üye aidat ödemelerini  AKBANK  İSTANBUL ÇAĞLAYAN ŞUBESİ TR980004600352888000054496  nolu  iban numarasına gönderebilirler açıklama kısmına 
Aidatı gönderen kişinin Adı Soyadı TC ve telefon numarasının yazılzması gerekiyor.
Ayrıca üye aidat borcu olmayan üyelerimiz  isterlerse “ bağış veya Öğrenci  burs ödemesi”olarak ödeme gönderebilirler.
Sevgi ve saygılarımızla. Dernek Yönetim kurulu adına
Başkan  Turan BALCI


Düğün Nikah ve diğer planli etkinlikleri https://www.ilicakoy.com/Etkinlikler sayfasından takip edebilirsiniz.


Rize Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 40,5190   40,5920
EURO 46,2407   46,3240
       
Özlü Sözler
Hiçbir şey ayağınıza gelmez; en azından iyi olan hiçbirşey. Herşeyi gidip almanız gerekir.
DEĞİRMENİN DİLİ -16-

      Köyden gelecek olan cevabi mektubunu beklemekte olan Muhammet gün geçtikçe sabırsızlanıyor, göndermiş olduğu mektubun ulaşıp ulaşmadığından endişe ediyordu. Her halükarda işine odaklanmaya çalışan Muhammet dalgınlığını İmdat abisine çaktırmamak için azami çaba gösteriyordu. Ancak durum sanıldığından daha vahim bir hal almaya başladı. İmdat abı durumu fark edince Muhammet’e; sende bir haller oluyor, zannetme anlamadım. Biraz oluruna verdim belki düzelir diye ancak sendeki yara gün geçtikçe derinleşiyor, anlat bakalım, derdini söylemeyen derman bulamaz. Her derdin mutlaka bir çaresi vardır. Bakarız bir çaresine koçum sen dert etme, anlat bakım abine. Muhammet çok sevdiği İmdat abisine durumu anlatır. Sadece merak ve özlemden ibaret bir durum olduğunu, bir mektup gelse o da hallolacak inşallah, başkaca bir durum yok diyor.

 

        İmdat abisi yaş itibari ile kendisinden büyük olmasına rağmen henüz bekârdı. Çok yakışıklı olan İmdat abide birazda çapkınlık vardı. Her genç delikanlının hayatta yaşamış olduğu, kanın delice aktığı, adeta kanın kaynadığı dönemler muhakkak olmuştur. İmdat abinin de köyde olduğu dönemlerde değirmenlerde birçok kez saklambaç ve “Kuku”mece oynadıkları zamanlar olmuştur.

 

       Deli gönül bazen ferman dinlemiyor. Olur, olmaz zamanlarda, olur olmaz yerlerde, olur olmaz hadiselerin cereyan etmesi arzu edilmese de oluveriyor.  Öz teyzesinin kızı Rukiye’ye gönlünü kaptıran İmdat abi Durumu annesine intikal ettirir. Anneler; dert ortağı anneler, Candaş anneler, kardeş Anneler, yoldaş anneler, arkadaş anneler, sırdaş anneler. Harçlık biter, Anne param yok. Defter biter, Anne defterim yok. Silgi kaybolur, Anne silgim yok. Vesaire vesaire. Bunları babaya intikal ettirecek olan yine anneler.

 

       İmdat abinin annesi durumu enine boyuna değerlendirir, olumlu ve olumsuz yönlerini oğluna anlatır. Ancak dedik ya gönül ferman dinlemiyor. Gönül bu oka da konar b…ka da. Kondu işte ne yaparsan yap çare yok. Öncelikle Rukiye’nin annesinin ağzı yoklanır, durum vaziyet sorulur. Kızın Annesi kızının hallerinden haberdar olması nedeniyle de olumlu yanıt vermiş olsa da, düğüm babada çözülür. Bu nedenle durum Babaya aktarılır, Baba ömür törpüsü baba, Kocaman dağ baba, güvenilir ve sığınılacak liman baba. İmdat’ın babası Rukiye’nin babasını çok iyi tanıyor. Ceberrut mü ceberrut, Haşin, hırçın ve şedit bir insan. Ne yapsa ne etse evdekileri ikna edemez. Çaresiz elçilik için araya köyden hatırı sayılır insanlar sokarak dünürcü geleceklerini önceden Rukiye’nin babasına bildirir.

 

       Rukiye’nin babası küplere binerek ben kesinlikle bir terzi parçasına kız vermem diye tutturur. Araya girmiş olan aracıların telkinleri ile hiddeti bir miktar azalsa da yine de bu iş olmaz, kesinlikle olamaz, imkânı yok diye tutturuverir.

 

       Rukiye, annesi vasıtasıyla babasından almış olduğu haberlerden hiç de memnun değildir. Baba bu, atmak da olmaz, bir yolunu bulup ikna edilmesi lazım. Bir yanda baba, bir yanda sevda, zor olan hayat daha da zorlaşır. Ne yapsın Rukiye, bir çıkar yol bulmak için bir çare aramaktadır. Sonunda Sevgilisine “yanık” bir mektup yazmaya karar verir. Terzi dükkânının adresini bilmese de ikamet adresini bilmektedir. Saya yokuşu salkım sokak No. 15 Alibeyköy / İSTANBUL.  

 

       Gecenin karanlığında şişeli lambanın kısık ışığı altında eline almış olduğu kâğıt kalemi nemli gözlerle yatağın ortasına koyduğu çantanın üzerine yerleştirir. Karanlık ortama alışan buğulu gözlerini çemberinin ucuyla silerek bir an önce mektubu yazmaya başlar. Selam faslını kısaca geçerek, asıl konuyu aktarmak üzere babasının konu hakkındaki düşüncesini aktararak kendisinin kararlı olduğunu bildirir.

 

       İlkokul sıralarında iken küçücük yüreklerinde başlattıkları, zor şartlarda kaçamak büyüttükleri sevgilerini öyle basit, sudan sebeplerle yıkmaya hiç niyetleri yok. Ferman dinlemeyen gönlün azım ve kararlılığı karşısında yapılacak olan kaleler yıkılır, gerekirse dağlar delinir.

 

       Rukiye mektubunda değirmende birbirlerine vermiş oldukları sözü yazarak, Değirmen oluğunun alt kısmında çakı bıçağı ile beraber çizmiş oldukları kalp resminin içerisine her ikisinin de yazmış oldukları “SÖZ” yazısını hatırlatır.

 

       Sıkı göz hapsine tabı tutulan Rukiye artık istediği gibi dışarı çıkamıyor, istediği gibi hareket edemiyor. Rukiye’de günle ay, aylar ise yıl gibi oldu, zaman geçmek bilmiyor artık. Akranlarının yapmış oldukları konuşmalar da sıkıcı olmaya başladı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Kimi; babasını haklı bularak, baban senin iyiliğini ister, kötülüğünü istemez diyor. Kimi; o şimdi İstanbullarda kim bilir kimlerledir, seni çoktan unutmuştur, boş ver diyor. Kimi; eğer güveninin tam olduğuna inanıyorsan peşine kaç, madem seni seviyor gelsin alsın seni diyor. Kaçmanın formüllerini örnekleri ile birlikte anlatanlar mı ararsın, intihardan bahsedenler mi ararsın, Rukiye de yürek mangal, kafadan duman çıkıyor. Artık ne olacaksa olsun. “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.”

 

      Yazmış olduğu mektubun sonunda yapmış olduğu kalp resminin içerisine “SÖZ”, Kuş ve Ağaç resminin altına ise;

 

Yüksek dağın kuşuyum

Selvi’ye konacağım

İste beni babamdan

Vermezse kaçacağım.

 

       Yazarak mektubu postaya atmak üzere güvendiği komşu oğlu Ali’ye teslim eder ve gelecek olan cevabi beklemeye başlar. 

                    

       Mektubu alan İmdat abide ise imkânsız: biraz zaman alır, olamaz ise: mutlaka olur, kabilinden İstanbul’daki dükkânı Muhammet’e teslim ederek hiç kimseden habersiz olarak köye gitmeye karar verir. Dükkânda yapılacak olan iş ve işlemlerle ilgili gerekli izahatı Muhammet’e yapar. Sıkı sıkı tembihler eder ve nereye gittiğimi soranlara ise kumaş almak üzere Antalya’ya gittiğimi söyle der.

 

       Rize’ye gidecek olan ilk gemiden bilet alarak yola koyulan İmdat. Kafasından türlü türlü planlar yapmaya başlar. Sevmekten başka hiçbir suçunum yok. Bu işin, iki ailenin de rızası doğrultusunda, Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile olmasını istiyorum. Kötü bir niyetim yok. Niyet halis, akıbet halis olsun istiyorum. Düğün dernek kurulsun, kınalar yakılsın, gelinlik damatlık olsun. Birlikte anne babamızın ellerini öpelim istiyorum.  

 

       Teyzesini de üzmek istemeyen İmdat, dayısının yaptıklarına da bir anlam veremiyor. Dayısının ceberrut olduğunu biliyor. Dayısında geri vites yok, dedi mi dedi.  Nuh der Peygamber demez. Bunun gibi derin düşüncelerle üç günlük gemi yolculuğu kendisine üç ay gibi gelir. Ne yediğinden, ne içtiğinden bi haber Rize’ye gelir. Gelişinden Dayısına haber uçurulmasından korktuğu için tanıdık hiç kimseye görünmemek için azamı dikkat gösterir.

        Rize’de hiç kimsenin uğramadığı yabancı bir lokantada karnını doyurur, yabancı bir otelde kalır. Ertesi gün yabancı bir arabayla İkizdere’ye gelir. İkizdere de kimseye gözükmemek için kazanın dibinde asma köprünün yanında araçtan iner. Yaya olarak kafkame’den yükarı istainere varır. İsnainerde akan sudan kana kana su içerek biraz dinlenmek ve yapmış olduğu planları gözden geçirmek için yeşil çimenin üzerine oturur. Cebinden çıkarmış olduğu Maltepe sırasından bir dal alarak iki dudağı arasında, bir o yana bir bu yana geveleyerek, diğer cebinden çıkardığı Muhtar çakmağını üç dört çakıştan sonra ateşleyerek ağzındaki sigaraya yaklaştırır. İçine doğru sert bir çekiş yaparak sigaranın közlendiğinden emin olduktan sonra içine çekmiş olduğu sigara dumanını adeta geminin bacasından çıkan dumanlar gibi köye doğru üfleyerek boşaltır. Dört beş çekişten sonra elindeki sigaranın filtre kısmına kadar indiğini görünce ikinci sigarayı çakmaksız olarak elindeki sigaradan yakar. Aynı hızla ikinci sigarayı da bitirir.

 

       İstainerde yeşil çimenlerin üzerinde uzanarak yatan İmdat bir müddet sonra uyanır. Zaman çok önemli, gelişinden Rukiye’yi haberdar edebilmek için güvenilir bir kişiye ihtiyacı var. Geceyi geçirmek için planlar arasında Çamlığın sırtındaki mezarlıkların üstünde bulunan korop da var. Patika yoldan yavaş yavaş köye doğru yol alırken Mezarlık yakınlarından İnek çıngırak sesleri duyar.

 

       Köye yaklaştıkça içindeki fırtınanın şiddeti artmakta, deli dalgalar oluşmaktadır. İşin ucunda yakayı ele vermek de var. Gelişinden Dayısının haberi olması durumunda olacakları hayal bile edemiyor, aklına gelen türlü türlü şeyler ise canının sıkılmasına vesile oluyor. Örneğin; ya Rukiye’ye bir şey yaparsa, ya kendisine bir şey olursa, ya teyzesine bir şey olursa gibi düşünceler kafasını kurcalıyor.

 

       Çıngırak seslerine yaklaşınca inekleri köy istikametine doğru sürmekte olan Ali’yi tanıyor. Ali Her ikisinden de haberi olan akıllı ve uslu bir çocuk. Güvenilir sağlam bir dost bulmanın vermiş olduğu rahatlıkla Ali’ye sesleniyor.

 

       Şiiit, Ali Ali, bir dakika beni bekle, ben İmdat abın.

 

       Ali sessiz bir ortamda ineklerin çıngırağına odaklanmışken arkadan gelen bu sesle önce irkiliyor ve korkuyor, sonra geri dönünce İmdat abisini görüp rahatlayarak,

 

       İmdat abiii diye çiğlik atarcasına bağırınca İmdat abi müdahale ediyor.

 

        Dur ali dur! Ne yapıyorsun bir duyan, gören olacak. Dinle bak sana ne diyeceğim. Benim İstanbul’dan geldiğimden senden başka hiç kimsenin haberi yok. Rukiye ile aramızda olanları sen de biliyorsun. Hem Rukiye ablanın bana göndermiş olduğu mektubu postaya sen atmışsın. Şimdi senden ricam, hiç kimseye çaktırmadan Rukiye’ye haber vermendir. Ama hiç kimseye çaktırmayacaksın, söz veriyor musun? Söz verirsen sana parada veririm. Zaten her şeyden haberdar olan Ali para vermese bile Rukiye ablasına ve İmdat abisine yardım etmeye dünden hazır.

 

Ali tamam abi, sen hiç merak etme Rukiye ablama ne söyleyeyim sen onu söyle, gerisini merak etme evvel Allah hiç kimsenin ruhu duymayacak, ben şimdi haber veririm der. İmdat abisi Ali’yi yanaklarından tutarak aferin sana, aslanım benim, koç koç diyerek bağrına basar. Şimdi Rukiye ablana benim geldiğimi ve malum değirmenin oluğunun altında kendisini beklediğimi söyle, o anlar. Ama şayet o gelemezse seninle bana mutlaka haber göndersin. Beni fazla merakta bırakmasın, mutlaka ya gelsin, ya da haber göndersin.

       Ali İneklerle eve doğru giderken İmdat’ta orman içerisinden koriden yukarı çıkarak, karanlıktan aşağı doğru inerek malum değirmenin yanına gelir. Eski anıları gözünün önünde canlanan İmdat bir sigara daha tellendirerek Değirmen oluğunun altında Rukiye ile birlikte çizmiş oldukları kalp resmini bulur. Kalp resminin içerisine yazmış oldukları “söz” yazısını, yumruklarını sıkarak, dişlerini gıcırdatarak sesli olarak okur. “Söz” ulan “söz” diye kendi kendine tekrar eder.

 

       Eve vardıktan sonra Rukiye ablasına ulaşmanın yollarını aramaya başlayan Ali Rukiye ablasının ahpinde lahana almakta olduğunu görür. Çocuk aklı ile yapmış olduğu dâhice bir planla Rukiye ablasına bağırır; Abla sizin şu elmadan birkaç tane alabilir miyim?

 

       Rukiye, bir Ali’ye birde yanında bulunan elmaya bakar. Aynı elmadan Alilerinde var ama neyse çocuğun canı çekmiş, ne yapalım. Olsun gel al diye cevap verir. Ali yokuş aşağı olan ahpinden iki-üç atlama ile Rukiye ablasının yanına varır çaktırmadan ablasına; İmdat abi İstanbul’dan geldi, seni malum değirmende bekliyor, eğer bir aksilik olurda gidemezsen benden haber bekliyor. Bana haber verirsin der ve derhal elmanın dalına tırmanır.

 

.....



HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 12


216.73.216.77








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Turgut Tekin
Değerli Köylülerim, bir konuda fikirlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum. Mevsim nedeniyle Düğün ve Nikah merasimlerinde yoğunluk yaşanmaktadır. Günümüz trafik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle uzak bölgelerden Düğün ve Nikah salonlarına ulaşmak zorlaşmıştır. Bu nedenle köylülerimizin evlenecek çiftlere hediyelerini ulaştırabilmeleri için, Davetiye SMS altına evlenecek çiftin IBAN numarasının yazılması ve Düğün davetiyelerinin dağıtılmasında yaşanan zorluk nedeniyle davetiyelerin toplu sms olarak gönderilmesinin yeterli olacağı önerisi hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Hüseyin aksu
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun

Turgut Tekin
Değerli köylülerim öncelikle uzaktan yakından Ilıcaköyü Derneği, köy muhtarlığı ve köyümüzle ilgili konuları yakından takip ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Köyümüzle ilgili faydalı olabilecek görüş ve önerilerinizi web sitemizin ziyaretci yorumları alanında paylaşmanız, daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Sitemizin yayinlamasini istediginiz haber, bilgi. belge ve resimleri bizimle paylasabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz goruslerinizi, musait vakitlerinizde bu mecrada tum koylulerimizin takip edebilmesi için paylasminizi rica ederiz. Saygılarımla


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.

Rize İkizdere Ilıca Köyü Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top