Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 35,5815 | 35,6456 | |
EURO | 37,1109 | 37,1778 | |
11 – Namaz kılan, Kuran okuyan bir gençlik.
Bilinçli aile yazı serisinde ele alınan başlıkların birbirleriyle ilintili olduklarını ve yazımızın birinci maddeden itibaren takip edilmesinin daha isabetli olacağını defaaten yazdık. Bundan sora yazacağımız maddelerde de bu hatırlatmayı zaman zaman yapacağız. Amacımız tüm okuyucularımızın azamı derecede istifadelerini sağlamaktır.
Dinimizin beş temel esaslarından birisi namazdır. Namaz üzerinde en çok durmamız gereken konulardan birisidir. Çünkü namaz; Dinin direğidir. Namaz; mü ‘minin miracıdır. Namaz; Miraç da Peygamber efendimiz (sav) ile gönderilen Rabbimizin en büyük hediyesidir. Namaz; fuhşıyattan ve bütün kötülüklerden koruyan bir kalkandır. Namaz; Cennete girmenin pasaportudur. Namaz; kimliktir. Namaz; Müslümanlığın ispatıdır. Namaz; gövde üzerine baş gibidir.
Mevlidi şerifin müellifi merhum Süleyman Çelebi (ks) namaz için: Çünkü her türlü ibadet bundadır, Hakka kurbiyetle vuslat bundadır. Diye zikrediyor. Peygamber efendimiz (sav): İslam beş temel esas üzerine kurulmuştur. 1- Yılda bir ay oruç tutmak. 2- Günde beş vakit namaz kılmak. 3- (zenginler için) Ömründe bir kere hacca gitmek. 4- (zenginler için) malının kırk kuruşundan bir kuruşunu zekât vermek. 5- Kelime-i şehadet getirmek.
Merhum Süleyman Çelebi’nin her türlü ibadet bundadır diye zikrettiği Namazda;
(1)- namaz kılmak ibadetinin yanı sıra,
(2)- Namazda Oruç vardır. Namazda bir şey yemek ve içmek namazı bozar. Hatta namaz öncesinde yediği bir şeyden dolayı dişleri arasında kalan bir şeyi yutmak namazı bozmasa da, küçük veya büyük bir şeyi çiğnemek, ağızda gevelemek namaza aykırı olduğu için namazı bozar.
(3)- Namazda Hac vardır. Hacda Kâbe-i muazzama ya giden bir Müslüman “lebbeyk Allahümme lebbeyk” diye nida eder. Manası “ Geldim Allah’ım Geldim” sen çağırdın, ben geldim Allah’ım. Sen emrettin ve ben senin emrine uydum, geldim Allah’ım. Sana hamd olsun, sana şükürler olsun. Verdiğin nimetlerden bol bol yedim, artanından da biriktirdim ve geldim Allah’ım, der. Namazda da “ Hayyalesselah, Hayyalelfelah”’ı duyan ve namaz için derhal Camının yolunu tutan veya seccadesine davranan bir Müslüman lisanı hal ile “Geldim Allah’ım Geldim” der. Rabbinin huzurunda “miraç” eder, el bağlar. Tazımda ve saygıda kusur etmez. Rabbinden ister. Fatiha’yı okurken “ Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dilerim” der.
(4)- Namazda Zekât vardır. İbadetler üç kısma ayrılır. A) Mali ibadetler ( Zekat gibi), B) Bedeni İbadetler (Namaz gibi), C) Hem mali ve hamde bedeni ibadetler (Hac gibi). Malların zekâtı olduğu gibi bedenin de zekâtı vardır. Bedenin en büyük zekâtı ise namazdır. Bedeni Allah’ın emrine amade etmektir. Ta’zımle rükû etmektir, secde etmektir.
(5)- Namazda Kelime-i şehadet vardır. Namazda her oturulan tahıyyat ta kelime-i şehadet vardır. (Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Yine ben şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve resulüdür.)
Bunların yanı sıra, Namaz da Kur’an okumak (kıraat) var,Namaz da hudu (Allah’a duyulan saygı) var, Namaz da huşu ( Allah korkusu) var. Namazda tefekkür (Düşünmek) var. Namazda disiplin var. Namazda kurallara riayet var. Namazda kıyam var, kıraat var, rükû var, secde var, kader-i ahir (son oturuş) var.
Haliyle böyle mukaddes bir ibadeti yapmak için insanoğlunu bu ulvi yoldan alı koymaya çalışan kocaman kocaman şeytanlar var. Şeytan sadece; Adem (as) dan itibaren kıyamet sabahına kadar vazifesi insanları Allah yolundan alı koymak olan şeytan değildir. Bizi Allah yolundan alı koyan, bizim namaz kılmamıza mani olan her türlü şey şeytandır. Sureti ve görünüşü her ne olursa olsun, maddi manevi, canlı cansız her ne ise, eğer bizim namaz kılmamızı engelliyorsa, bizi Allah yolundan alıkoyuyorsa işte o şeytandır. Şeytandandır, Şeytanın değirmenine su taşıyan büyük şeytandır, küçük şeytandır. Allah şerrinden ve şerlerinden muhafaza eylesin.
“Ey iman edenler! Nefsinizi ve neslinizi (ehlinizi) Cehennem ateşinden koruyun” diye buyuruyor Rabbimiz. Vazifemiz sadece kendimizi cehennem ateşinden korumak değildir. Neslimizi (ehlimizi)’ de Cehennem ateşinden korunak zorundayız. Kim göz göre göre evladının, ciğer paresinin, biricik yavrusunun ateşe atılmasını ister ki. Buna can dayanır mı? Buna tahammül edilir mi? Buna razı olunur mu? Kendi ellerimizle, kendimizi ve çocuklarımızı ateşe atamayız.
Namaz gözümün nurudur diyen bir Peygamberin ümmeti olarak bizler namazı önemsiz sayamayız, namazı basite alamayız, namazı savsaklayamayız. Namaz kılmamazlık hiç yapamayız. Bizim yapmadığımızı ehlimizde yapmamalı. Çünkü Cennet ortak buluşma noktamızdır, toplanma alanımızdır. Kabirde ilk sorulacak sual namazdır. Namazın hesabını kolayca verenin diğer sualleri de kolay geçer.
Namaz kılmamanın mazeretlerine bir bakar mısınız?
Zamanım yok mazereti: Yemek yemeye zaman var. Uyku uyumaya zaman var. Gezmeye, tozmaya zaman var. Oynamaya zaman var. Bu zamanı bize veren, bu sıhhati bize veren, bunca nimeti bize veren, diğer tüm mahlûkatı emrimize amade eden Rabbime bir teşekkür etmek için zaman yok, öylemi!
Sabah namazına kalkamıyorum veya uyanamıyorum mazereti: Çocuk ağlayınca kalkmıyor muyuz? Telefon çalınca kalmıyor muyuz? Kapının zili çalınca kalkmıyor muyuz? Karnımız acıkınca kalkmıyor muyuz? Hanım veya bey, bağırınca kalkmıyor muyuz? Deprem olunca kalkmıyor muyuz? Peki, müezzin efendi: (Esselatü hayrumminennevm) “ NAMAZ UYKUDAN DAHA HAYIRLIDIR” diye bağırınca neden kalkamıyoruz. Bizi yaratan, yaşatan, rızıklandıran Rabbimiz huzuruna çağırınca neden kalkamıyoruz? Bize bir iyilik yapanın huzurunda yedi büklüm oluyoruz da, Rabbimizin huzurunda neden bir rükû, bir secde yapamıyoruz.
Bilmiyorum mazereti: Dinimizin ilk emri “OKU” dur. Beşikten mezara kadar İlim öğrenmek, her kadın ve her erken üzerine farzdır. İlim müminin yitik malıdır onu nerde bulursa alır. İlim Çin’de de olsa onu gidip aliniz diye buyuruyor efendimiz (sav). Dünyalık menfaat elde etmek için lazım gelen her türlü eğitimi alıyoruz. Paranın çoğu nasıl kazanılır biliyoruz. Konforun alası nerededir biliyoruz. Yemeğin lezzetlisi, elbisenin iyisi, hepsini biliyoruz. Bilmediklerimizi öğreniyoruz ve bilmiş oluyoruz, sonunda biliyoruz. Bizi ebedi saadete götürecek, ebedi mutluluğa kavuşturacak ilimleri almakta neden zafiyet gösteriyoruz, bilmiyoruz. Bizi yaratanımıza kavuşturacak teknik ve taktikleri neden öğrenmiyoruz, bilmiyoruz.
Namaz konusunu biz yazmakla bitiremeyiz. Ancak, böyle bir iki kelimeyle de geçiştiremeyiz. Namaz: Gövde üzerindeki baş gibidir. Başsız gövde bir anlam ifade etmez. O halde namazsız Müslüman olmaz, olmamalı, olamaz. Önce ebeveyn olarak bizler, gözümüze inen perdeleri açacağız, üzerimizden ölü toprağı atacağız ve ya Allah, bismillah diyeceğiz. Ardından ehlimize öğreteceğiz. Anne rahminde başlayan çocuk eğitimimize yedi yaşına geldiğinde namazı emredeceğiz. On yaşına gelen çocuğumuz hala namaz kılmıyorsa gereken önlemlerimizi alacağız, almak zorundayız.